Bende Kalan Çok Meyve Verir
27 Ekim 2013
Rabbimiz İsa Mesih’in esenliği ve sevinci bugün hepinizi doldursun. Rab’be şükrolsun ki bize sözünü iletti ve dünyaya gelerek bize kendisini kanıttı. O’na yaklaşanlar sonsuz yaşam aldılar. İnsanlar Kıymetli ve kalıcı bir vaat aldıkları için çok şeylerini bırakıp Mesih’in ardından gittiler. Yaşamları gitgide nurlandı. Halk arasında bir deyim vardır: Dine kendini fazla kaptırma kafayı üşütürsün derler. Bu deyim başka asılsız inançlar için geçerlidir. Ama İsa Mesihi takip edenler için geçerli değildir.
Bugün Yuhanna İncili’ne bakacağız.
Yuhanna 15:1-17
“Ben gerçek asmayım ve Babam bağcıdır. Bende meyve vermeyen her çubuğu kesip atar, meyve veren her çubuğu ise daha çok meyve versin diye budayıp temizler. Size söylediğim sözle siz şimdiden temizsiniz. Bende kalın, ben de sizde kalayım. Çubuk asmada kalmazsa kendiliğinden meyve veremez. Bunun gibi, siz de bende kalmazsanız meyve veremezsiniz. Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan ve benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız. Bir kimse bende kalmazsa, çubuk gibi dışarı atılır ve kurur. Böylelerini toplar, ateşe atıp yakarlar. Eğer bende kalırsanız ve sözlerim sizde kalırsa, ne isterseniz dileyin, size verilecektir. Babam çok meyve vermenizle yüceltilir. Böylelikle öğrencilerim olursunuz. “Baba’nın beni sevdiği gibi, ben de sizi sevdim. Benim sevgimde kalın. Eğer buyruklarımı yerine getirirseniz sevgimde kalırsınız, tıpkı benim de Babam’ın buyruklarını yerine getirdiğim ve sevgisinde kaldığım gibi… Bunları size, sevincim sizde olsun ve sevinciniz tamamlansın diye söyledim. Benim buyruğum şudur: Sizi sevdiğim gibi birbirinizi sevin. Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur. Size buyurduklarımı yaparsanız, benim dostlarım olursunuz. Artık size kul demiyorum. Çünkü kul efendisinin ne yaptığını bilmez. Size dost dedim. Çünkü Babam’dan bütün işittiklerimi size bildirdim. Siz beni seçmediniz, ben sizi seçtim. Gidip meyve veresiniz, meyveniz de kalıcı olsun diye sizi ben atadım. Öyle ki, benim adımla Baba’dan ne dilerseniz size versin. Size şu buyruğu veriyorum: Birbirinizi sevin!”
Burada İsa Mesih bir üzüm asmasını örnek veriyor. Bağcı Baba, kendisinin ise gerçek meyve veren asma olduğunu söylüyor. Asmanın en güzel ürünü vermesi için bağ sahibi en güzel çubuğu diker. Çiftçi o asmaya önem verir, emek verir ve mevsimi geldiğinde hayal ettiği ürünü alınca ve canı sevinir. Yüce Tanrı da bu günahlı ve acı meyve veren dünyaya en güzel asma çubuğunu gönderdi ( İsa Mesihi ) ve bizi O’na aşıladı, öyle ki biz O’nda meyve verelim.
Yeryüzünde Tanrı’nın yüreğini İsa Mesih’ten başka hiç kimse memnun edememiştir. Tarih boyunca Tanrı’nın yüreği İnsanoğlunun kötü amaçlarından dolayı acı ve elem duymuştur. İsa Mesih yeryüzünde kusursuz kutsal hayat yaşayarak Baba’yı yücelten tek kişidir. Bu nedenle “Ben gerçek asmayım” demiştir. “Bensiz Baba sizden razı olmaz, bundan dolayı bende kalın” demiştir. Tanrı bizi bunun için seçmiştir. O’nda duran kişi Tanrı’yı memnun edebilir. O’nda kalmak demek günahlı kişiliğimizden kalma meyveleri bırakıp O’nun sözlerine göre hareket etmektir.
Oğul tanrısal özyapıdan geliyordu, o yüzden dünyasal günahlı düşünceler O’nda yer bulamadı. Hep Baba’nın istediğini yaptı. Sevgi, bağışlama, alçak gönüllülük, doğruluk, şefkat, iyilik, esenlik, kutsallık meyveleri verdi.
İsa Mesih meyveli bir ağaçtı. İnsanlar İsa’yı işittikten sonra tövbe ediyorlardı çünkü Tanrı’nın sevgisi ve doğruluğu İsa’daydı. İsa “size söylediğim sözle temizsiniz” dedi. Artık biz Mesih’e iman eden bizler Tanrı çocuklarıyız. Bizim için tek şık İsa’ya geldikten sonra İsa’da durmak, asmaya aşılanan çubuk gibi O’na yapışmak. Ancak O’na aşılanırsak iyi meyve verebiliriz.
Bunu nasıl yapabiliriz. Duayla, tövbeyle ve yüreğimizde ve zihnimizde hep İsa olmasıyla. Yüreğimizin ilk yerinde İsa olmazsa O’na aşılanamayız. İsa bizi tam sevdi. Bizim de O’nu tam sevmemiz lazım. Yarım bir yürekle seversek bu yüreğimizin İsa’dan kayıp dünyadaki geçici şeyleri Rapten çok önem verip sevmemize sebep olur. Birçok imanlı Mesih’e tam aşılanmadıkları için yaşamları meyvesiz kaldı Rapten uzaklaştılar. İsa Mesih uyarıyor: “Bende kalın, sizde meyve yok. Bende kalın ki bendeki hayat, sevgi size aksın.”
İnsanlar sonsuz yaşamı ve yargılanmamayı arıyorsa İsa Mesih’e gitmelidir. Bizim Tanrı’yı memnun etmemiz için Oğlu İsa’ya gitmekten başka çaremiz yoktur. Biz O’nda kalırsak O da bizde kalacaktır. O’nda kalmayan çubuk gibi dışarı atılır ve yargıya müstahak olur. Özellikle bizler buna dikkat etmeliyiz İsa Mesih bile yüceliğini tahtını, krallık elbisesini bırakarak aramıza geldi. Kul özü alarak aramızda yaşadı öyle ki bizi kendisine çeksin. İlk insan olan Âdem soyunun benzerliğinde geldiği için bize “kardeşlerim” dedi. “Artık benim Babam sizin Babanızdır” dedi. Şükrolsun.
Bizi bir tek şey temizledi o da İsa’nın ağzından çıkan sözdür. Kilise fertleri olarak bizler hayatımızı İsa’ya tam sunmalıyız. Lut’un karısı kurtuluş sözüne tam yüreğini vermediği için bir günah şehri olan sodom ve gomora şehrinin çekiciliğine kapılıp geriye döndüğü için bedeni bir tuz direği oldu.
Bunu ciddiye almalıyız. İsa’ya yarım yürekle önem verdiğimiz zaman ruhsal olarak zaferde yürüyemeyiz. Bizler Tanrı’nın mirasçılarıyız, Tanrı’nın hazırladığı ebedi zenginliğin mirasçılarıyız. Tanrı’nın çocuklarıyız. İsa Mesih’in hazırladığı göksel mirasa ortağız. Bu nedenle hayatımızda ilk yeri Rab ’be vermeliyiz. Bu yiyip içmeyelim, zengin bir yaşam sürmeyelim demek değildir. Rab isterse böyle de yaşayabiliriz ama ilk yer Rab ’bin olmalıdır öyle ki fırtına geldiğinde yıkılmayalım. Dimdik duralım.
İsa bizi bizden daha çok sever. Bu yüzden Göksel Babamız dur dediği zaman durmayı ve yürü dediği zaman yürümeyi öğrenmeliyiz. İçimizdeki Kutsal Ruh’u dinlemeliyiz, öyle ki İsa’nın yoldaşı olalım.
İsa Mesih öğrencilerine “Baba beni ne kadar sevdiyse ben de sizi o kadar sevdim” diyor. Bu bizim için büyük bir umut kapısıdır. Baba Oğlu İsa’yı o kadar çok sevdi ki görünen, görünmeyen her ne varsa O’nun için ve O’nda yaratıldı. Her şey Oğul İsa aracılığıyla yaratıldı ve bütün yetki Oğul’a verildi. İsa da kendisinde kalanları Baba’nın kendisini sevdiği gibi seviyor, onlarda Ruhuyla kalmaya razı oluyor. Bizden de O’nun bizi sevdiği gibi birbirimizi sevmemizi istiyor.
Baba’nın İsa’yı sevmesi, İsa’nın bizi Baba’nın kendisini sevdiği kadar sevmesi ve bizim birbirimiz İsa’nın bizi sevdiği kadar sevmemiz. İşte bu üç temel kuralın önemi ne kadar büyüktür.
Tanrısal sevginin ve birliğin tamamlanması olmadan kilise Baba’nın istediği gibi olmaz. Özürlü bir kilise olur. Babanın kusurlarımızı temizlemesine fırsat vermeliyiz. Baba meyve vermemiz için bizi incitmeden budar. Baba’nın amacı bizi kırmak değil kutsal yaşam yaşayıp Ruhun meyvelerini vermemizi istemesidir. Babanın istediği yaşam şekli galatyalılar mektubunda bize bildirilmiştir.
Gal 5: 23 -25
Ruh’un ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur. Mesih İsa’ya ait olanlar, benliği, tutku ve arzularıyla birlikte çarmıha germişlerdir. Ruh sayesinde yaşıyorsak, Ruh’un izinde yürüyelim.
İşte sevgili kardeşler Tanrının Ruhunun izinde yürüyelim diye, Tanrımız bizi Tamamen Ruha itaat ederek yaşayan ve kendisini hoşnut eden Oğluna bizi imanla aşıladı. Bu nedenle Rab İsa’da yaşayalım ki ebedi yaşamımız olsun ve Tanrı bizden hoşnut olsun. Rabin sevinci ve esenliği sizde kalsın.
Dirisu Kilisesi
Bedri Peker
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!