Yarışı Sabırla Koşalım

11- 03- 2012  Pazar

Merhaba kardeşler. Sizi Pavlus’un Romalılar 1:1,7’deki selamıyla selamlamak istiyorum. Ben Pavlus değilim ama hepimiz aynı Ruh’a hissedarız.

“İsa Mesih’in kulu, Tanrı’nın Müjdesi’ni yaymak üzere seçilip elçi olmaya çağrılan ben Pavlus’tan selam! Tanrı’nın Roma’da bulunan, kutsal olmaya çağrılan bütün sevdiklerine, Babamız Tanrı’dan ve Rab İsa Mesih’ten size lütuf ve esenlik olsun.” (Romalılar 1:1,7)

Ben burada Roma’da bulunan yerine Feriköy’de bulunan diyeceğim.

Tanrı’nın sözü bize güç verir ve bizi yeniler. Kiliseye de şifa verir. Rab’bin Sözü için O’na şükrederiz. Tanrı’nın Kendi Ruh’u bize müjde verdi. “Dağları aşıp gelen müjdecinin ayakları ne güzeldir! O müjdeci ki, esenlik duyuruyor. İyilik müjdesi getiriyor, kurtuluş haberi veriyor. Siyon halkına, “Tanrınız egemenlik sürüyor!” diye ilan ediyor.”  (Yeşaya 52:7)Bildiğiniz gibi Siyon, Rab’bin Ruh’unun aralarında bulunduğu halk demektir.

“Kadınlar haftanın ilk günü, sabah çok erkenden, hazırlamış oldukları baharatı alıp mezara gittiler. Taşı mezarın girişinden yuvarlanmış buldular. Ama içeri girince Rab İsa’nın cesedini bulamadılar. Onlar bu durum karşısında şaşırıp kalmışken, şimşek gibi parıldayan giysilere bürünmüş iki kişi yanlarında belirdi. Korkuya kapılan kadınlar başlarını yere eğdiler. Adamlar ise onlara, “Diri olanı neden ölüler arasında arıyorsunuz?” dediler.” (Luka 24:1-5)

Mesih dirilmiştir ve aramızdadır. O’nun Ruh’u aracılığıyla yaşıyoruz ve yaşayacağız. O diridir, aramızdadır ve sonsuza kadar bizimledir.

İsa kusursuz bir Kurban’dı. Günahımızın fidyesini hiç kimse ödeyemezdi. Bizim yaşayabilmemiz için İsa’nın ölmesi gerekiyordu. Biz de dünya yaşamına ölmeliyiz. Dünya bizim için ölüdür, ölüme mahkumdur. Bu nedenle mutluluğu dünyada aryorsak yanlış yoldayız demektir. Esenlik ve yaşam yalnızca Allah’ın oğlu İsa Mesih’tedir.

Tanrı neden bizi kendi benzeyişinde yarattı? Tanrı’nın benzeyişinde olduğu için insan da sonsuza dek yaşayacaktır,insan ruhu asla ölmeyecektir. Bedeni yaşatan insan ruhu sonsuza dek yaşayacaktır. Yaşayan Tanrı, Melekler ve insanlar dışında her şey buhar olup gidecektir. Diğer hiçbir şey Kendi benzeyişinde değildir. Tanrı bize O’nunla yaşamak üzere hayat verdi. İnsan şeytanın yüzünü aldıktan sonra ise Tanrı’nın önünde yaşayamadı.

İnsanın öldükten sonra ruhunun yok olacağı şeytan öğretisidir. Günümüzde de böyle öğretişler vardır. Tanrı kilisesini sonsuz bir sevgiyle sevmektedir. Bu nedenle bize ölümsüzlüğü vermiştir. Şimdi biz Allah’ın çocukları olarak yaşıyoruz.

“İşte çevremizi bu denli büyük bir tanıklar bulutu sardığına göre, biz de her yükü ve bizi kolayca kuşatan günahı üzerimizden sıyırıp atalım ve önümüze konan yarışı sabırla koşalım.”(İbraniler 12:1)

Başka bir yerde de sabrınızla canlarınızı kurtaracaksınız diyor. Hepimiz deneniriz ama Rab’bin Ruhu’na dayanarak kuvvet alırız. Denemelerde sarsılmazsak Rab bizi pekiştirecektir.
Bu savaşta zafer bizimdir, Rab ölüp dirilerek bizi zaferli kılmıştır. Yüreği Rab’le dolu adama ne mutlu çünkü o her zaman lütuf alır.

Sonsuz yaşamı ihmâl etmeyelim, onun hiç bir eşdeğeri yoktur. Terazinin bir tarafına sonsuz yaşam diğer tarafına her şeyi koysak bile sonsuz yaşam daha ağır tartar.

“Ya RAB, düşmanlarım ne kadar çoğaldı, Hele bana karşı ayaklananlar! Birçoğu benim için: “Tanrı katında ona kurtuluş yok!” diyor. Ama sen, ya RAB, çevremde kalkansın, Onurum, başımı yukarı kaldıran sensin. RAB’be seslenirim, Yanıtlar beni kutsal dağından. Yatar uyurum, Uyanır kalkarım, RAB destektir bana. Korkum yok Çevremi saran binlerce düşmandan.” (Mezmur 3: 1-6)

Davut’un çevresini adeta ölüm sarmıştı ama Tanrı’yı iyi tanıyan bir adamdı ve hemen O’na döndü. İblise karşı cesaretiniz kırılmasın. Rab’be dönün ve şöyle deyin “Rab İsa Mesih’in kanı altındayım ve onun aracılığıyla ben aklandım. Düştüm ama kalkacağım. Ruhum Mesih’e aittir.” Şeytana direnin o kaçacaktır. Hayatımız gökte saklıdır, cesaretimiz olsun. Davut’un çevresini Saul’un orduları sarmıştı ama bir anda başka bir yere saldırı olduğundan dolayı ordu geri çekildi ve Davut Rab’le başbaşa kaldı. Denemelerde çabuk Rab’bin yanına gidersek Rab bizi düşmeden kurtarır.

“Bu hizmeti Tanrı’nın merhametiyle üstlendiğimiz için cesaretimizi yitirmeyiz. Utanç verici gizli yolları reddettik. Hileye başvurmayız, Tanrı’nın sözünü de çarpıtmayız. Gerçeği ortaya koyarak kendimizi Tanrı’nın önünde her insanın vicdanına tavsiye ederiz. Yaydığımız Müjde örtülüyse de, mahvolanlar için örtülüdür. Tanrı’nın görünümü olan Mesih’in yüceliğiyle ilgili Müjde’nin ışığı imansızların üzerine doğmasın diye, bu çağın ilahı onların zihinlerini kör etmiştir. Biz kendimizi ilan etmiyoruz; ama Mesih İsa’yı Rab, kendimizi de İsa uğruna kullarınız ilan ediyoruz. Çünkü, “Işık karanlıktan parlayacak” diyen Tanrı, İsa Mesih’in yüzünde parlayan kendi yüceliğini tanımamızdan doğan ışığı bize vermek için yüreklerimizi aydınlattı.” (2.Korintliler 4:1-6)

Bugün böyle bir hizmet etme şansı kralların elinde bile yoktur. Tanrı onların verdiği yersel hizmeti bereketlesin ama bizdeki bu ruhsal hizmet mükemmeldir. İş yerinde haksızlık göreceğiz, komşumuz bize kötü söz söyleyecek ama biz yorulmayacağız ve utanmayacağız çünkü bizim adımız yaşam ağacına yazılıdır. Utancı ve gizli yolları da reddetik. Utanacak olan şeytandır. Onun yüzünü utanç örtsün. Sıkıntılar bizi yormasın, ümitsizliğe sürüklemesin. Bizler sevinelim, çünkü Rab’be aitiz.

Bugün Rab yüreğimizin kapısını çalıyorsa açalım yoksa bir gün biz Rab’bin kapısını çaldığımızda, ki mutlaka çalacağız, “sen de kimsin, çekil git lanetli iblisin olduğu yere demesin Ben o kadar kapını çaldım açmadın, ebediyen gözümn önünden çekil!” cevabını almayalım.

Adem Baytekin

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın