Tanrı İradesini Her Koşulda Gerçekleştirir
10 06 2012
Yuhanna 10:14-16’de Rab iyi çoban olduğunu söylüyor. Başka ağıldan koyunlarının da olduğunu söylüyor. Eski Antlaşma’da Rab’bin bu koyunları çağırmak için peygamberlerini kullandığını görüyoruz. Günümüzde bu işi bizler yapıyoruz. Yunus bu peygamberlere bir örnektir. Yunus kitabı 3’e bakalım:
RAB Yunus’a ikinci kez şöyle seslendi: “Kalk, Ninova’ya, o büyük kente git ve sana söyleyeceklerimi halka bildir.” Yunus RAB’bin sözü uyarınca kalkıp Ninova’ya gitti. Ninova öyle büyük bir kentti ki, ancak üç günde dolaşılabilirdi. Yunus kente girip dolaşmaya başladı. Bir gün geçince, “Kırk gün sonra Ninova yıkılacak!” diye ilan etti. Ninova halkı Tanrı’ya inandı. Oruç ilan ederek büyüğünden küçüğüne hepsi çula sarındı. Ninova Kralı olanları duyunca, tahtından kalkıp kaftanını çıkardı; çula sarınarak küle oturdu. Ardından Ninova’da şu buyruğu yayımladı: “Kral ve soyluların buyruğudur: Hiçbir insan ya da hayvan -ister sığır, ister davar olsun- ağzına bir şey koymayacak, otlamayacak, içmeyecek. Bütün insanlar ve hayvanlar çula sarınsın. Herkes var gücüyle Tanrı’ya yakararak kötü yoldan, zorbalıktan vazgeçsin. Belki o zaman Tanrı fikrini değiştirip bize acır, kızgın öfkesinden döner de yok olmayız.” Tanrı Ninovalılar’ın yaptıklarını, kötü yoldan döndüklerini görünce, onlara acıdı, yapacağını söylediği kötülükten vazgeçti.
Rab’be itaat etmek önemlidir. Rab bizden kendisine itaat etmemizi bekler. Ancak itaatsizlik Rab’bin bizimle çalışmasına engel değildir. Yunus bu konunun güzel bir örneğidir. Bu konuya değinmek istiyorum. Bununla ilgili üç temel prensipten söz edeceğim.
Birinci prensip: Rab’bin sevgisi ve Rab’bin lütfu bizim düşünebileceğimizden çok daha büyük ve geniştir. Pavlus bu yüzden Rab’be “Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı, yüce Baba, kendisini tanımanız için size bilgelik ve vahiy ruhunu versin diye dua ediyorum” demişti (Efesliler 1:17). Gerçekten de vahiy gelmeden Rab’bin lütfunu anlamamız olanaksızdır. Rab bize bol lütuf veriyor, bizden de dışarıda olanlara bol lütuf akıyor.
Yunus İ.Ö. 760 yıllarında yaşadı. 2. Krallarda sözü geçen kıral Yerovama Rab’bin peygamberlik sözlerini vermiştir. İsraillilerin başlarındaki kral kötü olduğu zaman Rab genelde o dönemde İsraillilerin topraklarını küçültür, başlarındaki kral iyi olduğu zaman topraklarını genişletirdi. Yunus peygamberin zamanında ise tam tersini yaptı. Yunus’un zamanındaki kral Rab’in gözünde kötü olanı yapmış olmasına rağmen Rab İsrail’in topraklarını genişletti. Böylece Rab, İsrail’in son zamanlarında topraklarının genişleyeceğine dair peygamberliği gerçekleştirmiş oldu. Bu yüzden İsrailliler Yunus’a çok değer verirlerdi. Onların gözünde Yunus kraldan bile daha büyüktü.
Sonra Rab Yunus’a başka bir söz verdi: Yunus 3:2
“Kalk, Ninova’ya, o büyük kente git ve sana söyleyeceklerimi halka bildir.”
Bu dönemde Asurlular çok zorba ve korkunç bir medeniyettiler. Rab Yunus’tan bu bölgeye gitmesini istemişti. Yunus ise buna karşı çıktı ve kaçtı. Yunus 1:3
Ne var ki, Yunus RAB’bin huzurundan Tarşiş’e kaçmaya kalkıştı. Yafa’ya inip Tarşiş’e giden bir gemi buldu. Ücretini ödeyip gemiye bindi, RAB’den uzaklaşmak için Tarşiş’e doğru yola çıktı.
İkinci prensip: Rab’bimiz egemen Rab’dir. Daniel bunu iyi bildiğinden “Ona egemenlik, yücelik ve krallık verildi. Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. Egemenliği hiç bitmeyecek sonsuz bir egemenlik, krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır” demiştir (Daniel 7:14). Rab’bimiz her şeyi kontrol ediyor. Bunu Yunus bölümünde de açıkça görüyoruz. Yunus 1:4 Rab fırtınayı kontrol etti, 1:7 Rab kurayı kontrol etti, 1:17 Rab Yunus’u yutması için bir balık sağladı.
Yunus Asur ülkesine lütuf göstermek istemedi ama bu Tanrısız gemiciler Yunus’a kütuf göstermeye çalıştılar. Bu bir çocuk masalı değildir. Yunus’un hikayesi gerçektir. Mesih de üç gün sonra dirileceğini anlatırken Yunus’u örnek olarak vermiştir.
Tanrı hep Yunus’la beraber çalıştı. Rab onu itaatsiz ve isyankâr bir peygamber olduğu için çöpe atmadı. Tanrı Yunus’u kullanarak gemideki putperes insanların yüreğine uyanış getirdi. Gemiciler dua etmeye başladırlar (1:14), Tanrı’ya itaat ettiler (1:15), Rab’den korkarak O’na kurbanlar sunup adaklar adadılar (1:16). Yunus hariç herkes Tanrı’ya itaat ettiği halde Tanrı Yunus’la çalıştı. Biz itaat etmesek de Rab bizim aracılığımla kendi istediği yere getirir. Burada itaatsizliği savunmuyorum, Rab bizden itaat etmemizi istiyor ama bizimle çalışması buna bağlı değildir. Rab en zayıfımızı bile kullanabilir.
Yunus Rab’bin söylediği gibi saraya ya da kralın yanına gitmedi. Sadece halkın arasında dolaşarak mesajı halka iletti. Sonra bu mesaj bir şekilde krala da gitti. Kral ise şaşırtıcı bir biçimde şöyle dedi: “Kral ve soyluların buyruğudur: Hiçbir insan ya da hayvan -ister sığır, ister davar olsun- ağzına bir şey koymayacak, otlamayacak, içmeyecek. Bütün insanlar ve hayvanlar çula sarınsın. Herkes var gücüyle Tanrı’ya yakararak kötü yoldan, zorbalıktan vazgeçsin. Belki o zaman Tanrı fikrini değiştirip bize acır, kızgın öfkesinden döner de yok olmayız.”(Yunus 3:7-9)
Kutsal Kitap’a göre hem tövbe hem de iman Tanrı’nın armağanıdır. “…O’nun iyiliğinin seni tövbeye yönelttiğini bilmiyor musun?” (Romalılar 2:4)
Üçüncü prensip: Her şey Rab’bin söylediği gibi sonuçlanacaktır. Yunus’un ana mesajı şudur: ‘Rab yargılayacaktır’. Gerçekten de Rab Ninovalıları affetti ama tövbelerinde deam edip sadık kalmadıkarı için yüz sene kadar sonra onları yargıladı.
Biz işbirliği yapsak da yapmasak da her şekilde Mesih’in iradesi gerçekleşecektir. Biz Tanrı’yla işbirliği yapalım ki sonunda ne biz üzülelim ne de Mesih üzülsün.
Dirisu Kilisesi – Misafir Vaiz
Mike PLATT
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!