Bağışlanmak Ve Barışmak

29 Aralık 2013

Yeni yıl yaklaşıyor. Rabbimiz bu yeni yılda varlığıyla bizi korusun, saklasın, sevgisi hepimizde parlasın öyle ki herkese ışık olalım. Bereketin kaynağı O’dur. Rab sizi kendi amacı içinde bereketlesin. Tanrı Sözü İsa Mesih için Barış Prensi der. Biz de O’na dönersek yüreğimiz barışla dolacaktır. Dünyanın buna ihtiyacı var. İsa’nın adıyla Tanrı’ya yaklaştığımızda mutlaka O da bize kapıyı açacaktır.

Matta 7:7
Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır.

Bugünkü konumuz bağışlanma ve barıştır. Romalılar bölümüne bakacağız.

Romalılar 5:1-11
Böylece imanla aklandığımıza göre, Rabbimiz İsa Mesih sayesinde Tanrı’yla barışmış oluyoruz. İçinde bulunduğumuz bu lütfa Mesih aracılığıyla, imanla kavuştuk ve Tanrı’nın yüceliğine erişmek umuduyla övünüyoruz. Yalnız bununla değil, sıkıntılarla da övünüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü Tanrı’nın beğenisini, Tanrı’nın beğenisi de umudu yaratır. (SEE 5:3) Umut düş kırıklığına uğratmaz. Çünkü bize verilen Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı’nın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür. Evet, biz daha çaresizken Mesih belirlenen zamanda tanrısızlar için öldü. Bir kimse doğru insan için güç ölür, ama iyi insan için belki biri ölmeyi göze alabilir. Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü. Böylece şimdi O’nun kanıyla aklandığımıza göre, O’nun aracılığıyla Tanrı’nın gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir. Çünkü biz Tanrı’nın düşmanlarıyken Oğlu’nun ölümü sayesinde O’nunla barıştıksa, barışmış olarak Oğlu’nun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha kesindir. Yalnız bu kadar da değil, bizi şimdi Tanrı’yla barıştırmış olan Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla, Tanrı’nın kendisiyle de övünüyoruz.

Tanrı burada dikkatimizi bizim için ölen İsa Mesih’e çekiyor. Çünkü etrafımıza baktığımızda dünyadaki karamsarlığı ve görür ümitsizliğe kapılırız. Mesih’e baktığımızda ise ümit yüreğimize girer ve o zaman elimizi uzatıp ona ulaşmayı arzularız.

Savaş zamanında kurşuna dizilmeye mahkûm olan askerlerin arasından kurtulanların hikâyelerini duymuşuzdur. Bu askerleri seven kendi devletleri karşılıklı esirleri değiştirerek ve ya karşılığında bir paha ödeyerek onları kurşuna dizilmekten kurtarır ve askerler evlerine, ailelerine sevdiklerine kavuşurlar. Bağışlanmanın getirdiği yeni bir hayatın sevincini yaşarlar.

İkinci Dünya Savaşı’nda gerçekten yaşanmış ve filme konu edilmiş bir hikâyeyi size anlatmak istiyorum: Filimin adı Schlindler’ın Listesi. Hitler binlerce Yahudi’yi gaz odalarına ölüme mahkûm etmişti. Hitler savaşta kullanılacak bir malzemeye ihtiyaç duyduğundan bu malzemeyi üreten bir fabrikatöre başvurmuştu. Fabrikatör işçilerinin olmadığını söyleyince Hitler ona istediğin kadar savaş esirini alıp bu malzemeyi üretmesini söylemişti. Hitler bu Yahudileri asla affetmezdi ama bir savaş malzemesine ihtiyacı olduğunda onları mecburen serbest bıraktırdı.

Bu fabrikatörün istenen malzemeyi üretmesi için belki yüz kişiye ihtiyacı vardı ama o yüzlerce kişiyi işe aldı. Bu fabrikatörün asıl amacı ölüme giden bu insanları kurtarmaktı. Çünkü ayakları prangalı ve korkunç koşullarda yaşayan bu mahkûmlar ölüm kamplarında bir veya iki yıl yaşaya biliyorlardı.

Fabrikaya alınacak olan işçi kotası dolunca. Çare arayan fabrikatör mahkûmlara komuta eden komutana kendi malvarlığı karşılığında daha fazla mahkûmun kendi fabrikasında çalışması için teklif sundu. Komutan bu risksiz teklife olumlu yanıt verdi. Böylece bu adam çok daha fazla mahkûmu ölümden kurtardı. Çünkü mahkûmların ölümden kurtulması için bir kurtarış kapısı açılmıştı ve bu adam onları kurtarmak için her şeyini feda ediyordu.

Sonuçta İkinci dünya savaşı sona erip barış sağlandı. Ve bu kurtarılan insanlar hep bir araya toplanıp Onları kurtaran fabrikatörü ’de onur konuğu olarak aralarına çağırdılar. Her biri onun boynuna sarılıp ağlayıp bu eşsiz yüreği için Ona şükran ve teşekkürlerini sundular.

Biz de bir gün cennette İsa Mesih’le karşılaştığımızda O’na olan minnetimiz ve sevgimiz tarifsiz derecede büyük olacaktır. Tanrı Oğlu olan Mesih bütün zenginliklerini bırakarak bizlerin kurtulması için hayatını çarmıh üzerinde feda etti.

Bu dünyadayken fiziksel olarak ortalama yetmiş seksen sene yaşıyoruz. Ancak esas kişiliğimiz olan ruhumuz ölümsüzdür. Günah yüzünden kirlenen insanlar Yaratıcısının yüzünü görmemek üzere ebediyen cehenneme atılmak üzere yargılanacaktır. Bu nedenle Tanrı insanları kurtulmak için o harika planını uyguladı.

İsa dünyadayken çarmıha gerileceğini sık sık ima etti. Bütün insanlığın günahını taşımak O’nun için çok acıydı. Baba Tanrı bizim günahlarımız yüzünden Onu bir an için çarmıhtayken terk etti. Böylece biz günahtan arınıp Tanrıyla barışmış olduk. İyi işlerimizden ötürü değil Tanrı’nın lütfuyla kurtulduk.

Eğer günahlarımızı itiraf edip Mesih’in bizim günahlarımız için ölüp üçüncü gün dirildiğine inanırsak Tanrı’yı göreceğimize dair umudumuz vardır demektir. Ve ayette dediği gibi umut düş kırıklığına uğratmaz. Neden umut içindeyiz? Çünkü Tanrı bize olan sevgisini beli etmek için Kutsal Ruhunu içimize gönderdi.

Sizler İsa Mesih’e ilk iman ettiğinizde içinizde sevinç duymadınız mı? İsa Mesih’in sevgisi yüreğinize dökülmedi mi? İşte bizi sevinçle dolduran budur. Ben de ilk İsa’ya iman ettiğimde içim o kadar sevinçle doldu ki bedenimi adeta hissedemedim. Allah’ın insanı bu kadar sevdiğini bilmiyordum; Ama öğrenmiş oldum.

Evet, biz daha çaresizken Mesih belirlenen zamanda tanrısızlar için öldü. Bir kimse doğru insan için güç ölür, ama iyi insan için belki biri ölmeyi göze alabilir. Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü. Böylece şimdi O’nun kanıyla aklandığımıza göre, O’nun aracılığıyla Tanrı’nın gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir.

Ayette geçen çaresiz kelimesi kişinin bütün dini kuralları uyguladığı halde kurtulduğunu hissedememek anlamında gelmektedir. Yani İsa’ya iman etmeyen bir kişiyi ne iyiliği, nede dini inancı kurtara bilir. Çünkü o kişinin günahları üzerinde duruyor. Günahlarımız ise bizi yargılanmaya taşıyacaktır. Fakat Tanrı çaresiz ve günahkâr olan bizleri hata tanısızlıkta yaşayan İnsanları sevdiği için Oğlu İsa Mesihi günahların cezasını çekmesi için ölüme teslim etti. Böylece Kurtulmak isteyen kişiye kurtuluş kapısı açılmış oldu.

Çünkü kurtuluş sadece Tanrı’dan gelir. Eğer Tanrı bizi daha günahkârken seviyorduysa şimdi Oğluna iman ettiğimizde bizi daha çok seveceği kesindir. Tanrı’nın içinize döktüğü Kutsal Ruh sayesinde O’nunla bir ilişkimiz ve bir beraberliğimiz vardır.

Tanrı Oğulu İsa Mesih göklerde bizler için şefaat ediyorsa kurtulacağımız daha da kesindir. Öyleyse gözleriniz sizi kurtaran İsa Mesih’e bağlı kalsın ve bu umuda bağlı kalalım. Ruhumuz İsa’nın Ruhu’yla birleştiğine göre Oğul’daki kurtuluş umuduna mirasçıyız da demektir.

İsa’ya iman etmemiş olanlar için fırsat bugündür. Tanrı’yla barışmak istiyorsanız İsa’nın kapısını çalın, size açılacaktır. İsa’yı kabul etmiş olan kardeşler sizlerde şükranlarınızı eylemlerinizle ve O’na olan bağlılığınızla belli edin. Tanrı sizleri bereketlesin. Sevinç ve esenlikte kalın.

Dirisu Kilisesi

Bedri Peker

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın