Allah Sevgidir

26 Ağustos 2012

Rab sizi seviyor kardeşler…

Kutsal Kitap, Tanrı’nın sevgi romanıdır. Allah’ın bizi sevdiğini bilmediğimizde umutsuz oluruz, bildiğimizdeyse umudumuz olur.

Romalılar 13:8-14
Birbirinizi sevmekten başka hiç kimseye bir şey borçlu olmayın. Çünkü başkalarını seven, Kutsal Yasa’yı yerine getirmiş olur. “Zina etmeyeceksin, adam öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, başkasının malına göz dikmeyeceksin” buyrukları ve bundan başka ne buyruk varsa, şu sözde özetlenmiştir: “Komşunu kendin gibi seveceksin.” Seven kişi komşusuna kötülük etmez. Bu nedenle sevmek Kutsal Yasa’yı yerine getirmektir. Bunu, yaşadığınız zamanın bilincinde olarak yapın. Artık sizin için uykudan uyanma saati gelmiştir. Çünkü şu anda kurtuluşumuz ilk iman ettiğimiz zamankinden daha yakındır. Gece ilerledi, gündüz yaklaştı. Bunun için karanlığın işlerini üzerimizden atıp ışığın silahlarını kuşanalım. Çılgınca eğlenceye ve sarhoşluğa, fuhşa ve sefahate, çekişmeye ve kıskançlığa kapılmayalım. Gün ışığında olduğu gibi, saygın bir yaşam sürelim. Rab İsa Mesih’i kuşanın. Benliğinizin tutkularına uymayı düşünmeyin.

Tanrı’nın yasası karşımızdakini korumak için vardır. Var olan buyrukların hepsi sevgi temellidir. Sevgi bu şeylerde övünür. Bir insan karşısındakini severse zaten ona zarar vermez. Karşısındakini üzmeden, ona zarar vermeden işlerini yürütmeye çalışır. Sevmek Kutsal Yasa’yı yerine getirmektir. Kutsal Kitap’ın tamamı sevgidir.

Sevgi yağmura benzer. Yağmur yağdığında toprak nasıl ürün verip, tabiat çanlanıyorsa.Bizde karşımızdaki kişiden sevgi alısak yüreğimiz sevinir, cesaretimiz artar canlanırız. Sevgi aynı zamanda güneş gibidir. Güneşle birlikte doğa canlanır. İnsanlar da sevgi aldıkları zaman şifa alırlar.

Sevgi olduğu zaman korku olmaz. Kamil sevgi korkuyu dışarı atar. Sevgi şefkatlidir, korkuda ise işkence vardır ve korkan kişi özgür olamaz.

Sadece dünyasal sevgi olsa bile durum böyledir. İnsanoğlu sevgi ihtiyacını aldığında verimli bir hayat yaşar. İnsanlar çok varlıklı olsalar da eğer sevgi hissetmiyorlarsa özgür ve mutlu değildirler.

İnsanlar Sevgi aldıklarında bunun artı yönünü mutlaka bir yerden yansırlar.

Sevgide hayat vardır. Bu yüzden Tanrı’nın yasası sevgidir. Tanrı’yla insan arasında ve insanla insan arasında sevgi olmalıdır. Biz sevilmek ve sevmek için Tanrı’nın güzel elleriyle yaratıldık. Bu dünyada, çocuk sahibi olmak isteyen anne ve babalar bile, çocukları daha anne karnındayken onun üzerine titrerler.

Kutsal Kitap bize biri, birinize daima sevgi borcunuz olsun diyor.

Birbirimize sevgi borcumuz vardır. Bütün borçlarımız ödeyince biter ama sevgi borcumuz bitmesin. Hep birbirimize sevgi borçlu olalım.

Böyle bir anlayış dünyada bulunmaz. İsa Mesih de sevdiklerini sona dek sevdi. Bir çok insanlar sevginin kaynağını arıyorlar ama bulamıyorlar. Yargı altında kulluk yapıyorlar. Ama, hamdolsun biz özgür evlatlarız. Mesih’te özgür olduk. İsa’nın halkına olan sevgisi elindeki çivi izleriyle kanıtlanıp, mühürlendi ve Tüm dünyaya ilan edildi. Mesih’in gelişi yaklaştı, bu yüzden karanlıktan sıyrılıp gündüz oğulları gibi yaşayalım.

Maalesef bazen Rab’bin bize olan derin sevgisini, ve sevgiyle kurtulduğumuzu unutuyoruz. Sanki iyi bir insan olduğumuzu için kurtarılmışız gibi davranmaya başlıyoruz. Oysa Tanrı biz günahkarken işlerimizle Ona düşmaniken bizi seçti ve sevdi.

İnsanlara kendi doğruluğumuza güvenerek İncili müjdeleyemeyiz.Böyle düşünürsek onların yargıcı oluruz. Oysa Sevgiyle, Tanrı’nın sevgisini müjdeleyelim. Bizi karanlıktan kurtarıp kendi egemenliğine aktaran Tanrı’nın sevgisini unutmayalım. Bu parlayan sevgiyi İsanın dışında hiçbir yerde insanlar bulamaz. Bu sevginin kaynagının Tanrı olduğunu unutmamak için dua edelim.

Hizmetlerimiz kalıplaşmasın, olaylar karşısında sevgimiz soğumasın. Rab bizi korusun ve sevgide saklasın.

Sevgi çeşitlerini üçe ayırabiliriz.

1)      Eros sevgisi: Dünyada karşı çinsten iki insanın birbirine karşı duyduğu (Cinsel ) sevgidir. Tanrı’nın kanunları içinde kaldığımız sürece bu sevgi bizim için Tanrının güzel bir armağandır. Tanrı’nın kanunlarının dışına çıktığımızda (Evlilik dışı ilişkiler. Vs ) Bu sevgi bize her bakımdan yıkım ve zarar getirir.

2)      Doğaya karşı olan sevgi: Yaratılışa, tabiata, arkadaşlarımız veya Anne-babaların çocuklarına karşı olan sevgidir. Bu karşılıklı bir sevgidir. Karşımızdaki çocuğumuz ya da anne-babamız akrabamız olduğu için severiz. Dikkat edilmezse bozulabilecek, yozlaşa bilecek bir sevgidir.

3)      Agape sevgi: Tanrı’nın bize olan sevgisidir; Karşılıksız, menfaatsiz ve sınır tanımayan sevgisidir. Kalıcı olan sevgi budur. Kutsal Kitap sevgide bu noktaya ulaşmamızı istiyor.

1.ve 2. tür sevgi kirlenip yozlaşıp bitebilir. Oysa 3. sü kalıcıdır. Birbirimizi sevin, bağışlayın; birbirinize kin gütmeyin. Karşınızdaki af diledikçe onu bağışlayın. Eğer kilise bunu unutursa, bağışlanmanın verdiği sevgiyi unutursa kendine de etrafına da ışık olamaz. Bu aslında İsa’nın yeni buyruğudur:

Yuhanna 13:34
Size yeni bir buyruk veriyorum: Birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin.

Mesih bile bizi, biz daha O’na düşmanken sevdi.İsa bizim için dua edrken Baba ‘Benim olduğum yer de onlar da olsun’ dedi.İsa Mesih bizi çok sevdiği için tam yanında olmamız için dua etti, İnsan sevdiği kişinin yanında olmasını ister. Baba, İsa’nın her ettiği duaya amin dediği gibi buna da amin dedi.

Agape sevgisine bir örnek iyi Samiriyeli örneğidir. İsa’nın bizden beklediği sevgi, günahkâr Samiriyeli’nin yerde yatan yaralıya gösterdiği türden bir sevgidir. İsa Mesih’e gelmeden önce sevgiye muhtaçtık. Ben de öyleydim. O’nu kabul ettiğimde içime bir sevgi ırmağı aktığını hissettim. O zaman ‘Bu sevginin kendisi Allah’tır’ dedim.Aldığım bu sevginin yansımasından dolayı İnsanları da sevmeye başladım. İncil değişmemiştir dedim, işte İncilde yazan ayetlerin doğruluğunu şimdi terçübeyle yaşıyordum.Tanrısının bana olan bu sevgisinin önünde diz çökerek ‘İsa Rab’dir’ dedim.

Tanrı bana bu sevginin ve sevincin ‘Arkası var’ dedi. ‘Şimdi çok verirsem burada kalmak istemezsin, onun için az veriyorum, sabret ve bekle’ dedi Seni cenetime aldığımda sevgi ve sevinçle kaplanacaksın. Rabbe hamdolsun.

O yüzden İçinizde bol yaşam olmasını istiyorsanız Kutsal Kitap’ınızı alıp odanıza gidin, çaresini ve reçetesini orada bulacaksınız.

Rab sizi bereketlesin.

Dirisu Kilisesi

Bedri Peker

This is a post with post type “Link”

Entries with this post type link to a different page with their headline. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Aenean commodo ligula eget dolor.

Sahte Öğretilere Karşı Uyarı

05 Ağustos.2012

Elçilerin İşleri 20: 17-38
Pavlus, Milet’ten Efes’e haber yollayarak kilisenin ihtiyarlarını yanına çağırttı. Yanına geldikleri zaman onlara şöyle dedi:

“Asya İli’ne ayak bastığım ilk günden beri, sizinle bulunduğum bütün süre boyunca, nasıl davrandığımı biliyorsunuz. Yahudiler’in kurduğu düzenlerden çektiğim sıkıntıların ortasında Rab’be tam bir alçakgönüllülükle, gözyaşları içinde kulluk ettim. Yararlı olan herhangi bir şeyi size duyurmaktan, gerek açıkta gerek evden eve dolaşarak size öğretmekten çekinmedim. Hem Yahudiler’i hem de Grekler’i, tövbe edip Tanrı’ya dönmeye ve Rabbimiz İsa’ya inanmaya çağırdım.

“Şimdi de Ruh’a boyun eğerek Yeruşalim’e gidiyorum. Orada başıma neler geleceğini bilmiyorum. Ancak Kutsal Ruh, beni zincirler ve sıkıntıların beklediğine dair her kentte beni uyarıyor. CANIMI HİÇ ÖNEMSEMİYORUM, ONA DEĞER VERMİYORUM. YETER Kİ YARIŞI BİTİREYİM VE RAB İSA’DAN ALDIĞIM GÖREVİ, TANRI’NIN LÜTFUNU BİLDİREN MÜJDE’YE TANIKLIK ETME GÖREVİNİ TAMAMLAYAYIM.

“Şimdi aralarında dolaşıp Tanrı’nın Egemenliği’ni duyurduğum sizlerden hiçbirinin yüzümü bir daha görmeyeceğini biliyorum.Bu yüzden bugün size şunu açıkça söyleyeyim: Ben kimsenin uğrayacağı cezadan sorumlu değilim.Tanrı’nın isteğini size tam olarak bildirmekten çekinmedim.Kendinize ve Kutsal Ruh’un sizi gözetmen olarak görevlendirdiği bütün sürüye göz kulak olun. Rab’bin kendi kanı pahasına sahip olduğu kiliseyi gütmek üzere atandınız. Ben gittikten sonra sürüyü esirgemeyen yırtıcı kurtların aranıza gireceğini biliyorum. Hatta öğrencileri kendi peşlerinden sürüklemek için sizin aranızdan da sapık sözler söyleyen kişiler çıkacak. Bunun için uyanık durun. Üç yıl boyunca, aralıksız, gece gündüz demeden, gözyaşı dökerek her birinizi nasıl uyardığımı hatırlayın.

“Şimdi sizi Tanrı’ya ve O’nun lütfunu bildiren söze emanet ediyorum. Bu söz, sizi ruhça geliştirecek ve kutsal kılınmış olan bütün insanlar arasında mirasa kavuşturacak güçtedir. Ben hiç kimsenin altınına, gümüşüne ya da giysisine göz dikmedim. Siz de bilirsiniz ki, bu eller hem benim, hem de benimle birlikte olanların gereksinmelerini karşılamak için hizmet etmiştir.Yaptığım her işte sizlere, böyle emek vererek güçsüzlere yardım etmemiz ve Rab İsa’nın, ‘Vermek, almaktan daha büyük mutluluktur’ diyen sözünü unutmamamız gerektiğini gösterdim.”

Pavlus bu sözleri söyledikten sonra diz çöküp onlarla birlikte dua etti.Sonra hepsi acı acı ağlayarak Pavlus’un boynuna sarıldılar, onu öptüler.Onları en çok üzen, “Yüzümü bir daha görmeyeceksiniz” demesi oldu. Sonra onu gemiye kadar geçirdiler.

Pavlus daha önce Efes’te İsanın Müjdesini duyurmuş Rab İsanın ismiyle mucizeler yapmış ve Efeste ilk Kiliseyi kurmuştu. O zamanlar Efesliler putperest bir halktı. Günahın çok yoğun olduğu bir kentti.

O dönem Pavlus müjdelerken ona hem Yahudi din adamları hem de Putperes olan Artemis yanlıları karşı çıktılar.Mesih İnancını yaydığı için onu ve Onunla hizmet eden kardeşleri öldürmeye çalışıp kentte büyük kargaşalık çıkardılar. Fakat Rab onları korudu.

Pavlus Efes’te toplamda dört yıl kalmış Kilisenin büyümesini sağlamıştı.Daha sonra başka şehir ve yerlere Kilise kurmaya ve mesihi duyurmaya gitmişti.

Yılar sonra Elçi Pavlus yeruşalime giderken tekkrar efese uğrayıp kardeşleri görüp onları Rab yolunda cesaretlendirmek ve son defa görmek istedi. Çünkü Kutsal Ruh bir çok zaman Pavlusun Rab İsa ya olan hizmetinden dolayı tutuklanıp Hapse atılacağını peygambelere vahiyle acıklamıştı. Pavlusta Mesihin tanıklığına olan hizmetinden dolayı bundan çekinmeyerek bu yoldan dönmedi.Kendisi Yeruşalime gidince Yahudilerin Şikayetinden dolayı Romalılar tarafından Tutuklanacaktı ve böyle oldu.

İşte Pavlus Yeruşalime gitmeden Efes Kilisesinde hizmet eden Gözetmen ve görevlire.

CANIMI HİÇ ÖNEMSEMİYORUM, ONA DEĞER VERMİYORUM. YETER Kİ YARIŞI BİTİREYİM VE RAB İSA’DAN ALDIĞIM GÖREVİ, TANRI’NIN LÜTFUNU BİLDİREN MÜJDE’YE TANIKLIK ETME GÖREVİNİ TAMAMLAYAYIM.

‘Ben, bu zaman boyunca size Mesih’i öğrettim ama şimdi Kutsal Ruh’a boyun eğerek Yeruşalim’e gidiyorum’ dedi. Burada anahtar yukardaki 24. ayettir. Ne yapıp edip İsa Mesih’in verdiği İncili yayma görevini tamamlamak istiyordu. Tek amacı kilisenin yanlış sapkın öğretilere karşı korunması ve Rab’bin ona verdiği hizmeti yerine getirmekti. Pavlus kiliseyi korumanın önemli olduğunu ordaki Kilise gözetmeni ve görevlilere de anlatı.

Rabin Kilisesinin doğruluk ve kutsalıkta büyümesi çok önemlidir.

Daha öncede Rab Petrusa kiliseyi korumasını ve korlamasını kast ederek koyunlarıma iyi bak diye üç kere Petrusa uyarıda bulunmuştu.

Kendi kanı pahasına kiliseyi koruyan İsa Mesih gibi biz de kiliseyi korumalıyız. Önce İhtiyar Heyeti, gözetmenler, Çoban olmak üzere tüm kilise üyelerinin bu konuda sorumlukları vardır.

Kardeşler gerçekten de kilise Mesih’e aittir. Kimse kilise bir kurumdur demesin. Kilise yüzde yüz Mesih’e aittir ve Mesih’in kanıyla yıkanmıştır, Mesih İsa’yı görecektir. Mesih’in doğruluğuna kavuşmalıdır yoksa kör topal bir kilise olur.

Kayadan su çıkaran, gökten man yağdıran, beş bin kişiyi doyuran Mesih’tir. Bu gibi fiziksel ihtiyaçlarımız bizi mesihten uzaklaştıracak şekilde kaygılandırmasın. İsa Mesih’in Yaşam Kitap’ında adımız var mı diye kaygılanalım. Hepimiz görkemli bedenlere kavuşup göğe alınacağız. Onun için Pavlus diyor ki ‘canıma değer vermiyorum, yeterki iyi haberin müjdecisi olayım’.Bizde Tanrı’nın işine değer veren bir kilise olalım.

2.Timoteus 4: 6-9
Çünkü kanım adak şarabı gibi dökülmek üzere. Benim için ayrılma zamanı geldi.Yüce mücadeleyi sürdürdüm, yarışı bitirdim, imanı korudum.Bundan böyle doğruluk tacı benim için hazır duruyor. Adil yargıç olan Rab o gün bu tacı bana, yalnız bana değil, O’nun gelişini özlemle beklemiş olanların hepsine verecektir.

Pavlus hem krallara, hem sıradan halka, hem de düşkünlere Tanrı’nın yüce lütfunu, kurtuluş haberini ilan etti. Tarih’te Pavlus’un başı kesilerek şehit edildiği söylenir.Pavlus şimdi taçlanmış olarak Rabin yanındadır. İsa Mesih imanı için yüce mücadeleyi sürdüren herkese bu tacı takacaktır.

İmanımızı koruyalım; Rab bizi uyanık saklasın. Burada gurbette yaşıyoruz. Çok zengin olsak da cennete hiçbir şey götüremeyeceğiz onun için biz tacın peşinden koşalım, önemli olan odur. Dikkat edelim, lekeli elbiseyle tacı alamayız. Rab biz buradayken bizi kanıyla yıkasın.

KiliseKutsalıkta Rabbe göre büyüsün. Bu öğüt başta gözetmenler olmak üzere her birimize de verilmiştir. Yüreğimizde kardeşlerle sevgi bağımız olsun.

Dirisu Kilisesi

Bedri Peker