Göklerde Sonsuzlarca Yaşayacağımız Bir Evimiz Vardır

06 Ekim 2013

İsa yeryüzüne geldiğinde öğrencilerine hep göklerin egemenliğini anlattı. Öğrencilerinin yüreğini bu istekle doldurdu. Her zaman gökteki Baba’mın isteğini yaparım dediği gibi onları da bu konuda isteklendirdi.

Babamız sizinle ilgilenir, ihtiyaçlarınızı bilir. Yeryüzü geçicidir ama gökteki egemenlik asla son bulmayacaktır. Peygamberler bile gökteki egemenliği sınırlı olarak biliyorlardı. Bu yüzden Tanrı’nın yüce zenginliğini sınırlı anlattılar. İsa ise Göklerin krallığı hakkında net ve acık konuşuyordu; “çünkü ben gökten geldim” diyordu. Bu bahsettiği egemenlik sıradan bir haber değildir. Göklerin egemenliğinde hastalık, üzüntü, günah vs. yoktur; sonsuz yaşam vardır. Bu yüzden bizler de yeryüzündeki şeylerin değil, asıl göksel şeylerin peşinden koşalım. Tanrının sözünde yazılıdır eğer yalnız bu dünyadaki yaşam kalitemiz için İsa’ya iman etiksek çok zavallı insanlarız! Bir gün Rab İsa’nın yanına gelen elçiler senin adında hastaları iyileştirdik cinler dahi bize itaat ediyor dediklerinde. İsa Mesih onlara cinler size itaat ediyor diye sevinmeyin esas isimleriniz gökte sonsuz yaşam kitabına yazıldığı için sevinin dedi. İşte bizim asıl sevinmemiz gereken nokta budur.

2. Korintliler 4:13-18
“İman ettim, bu nedenle konuştum” diye yazılmıştır. Aynı iman ruhuna sahip olarak biz de iman ediyor ve bu nedenle konuşuyoruz. Çünkü Rab İsa’yı dirilten Tanrı’nın, bizi de İsa’yla diriltip sizinle birlikte kendi önüne çıkaracağını biliyoruz. Bütün bunlar sizin yararınızadır. Böylelikle Tanrı’nın lütfu çoğalıp daha çok insana ulaştıkça, Tanrı’nın yüceliği için şükran da artsın. Bu nedenle cesaretimizi yitirmeyiz. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor. Çünkü geçici, hafif sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır. Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyenlere çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenlerse sonsuza dek kalıcıdır.

2.Korintliler 5:1-10
Biliyoruz ki, barındığımız bu dünyasal çadır yıkılırsa, göklerde Tanrı’nın bize sağladığı bir konut -elle yapılmamış, sonsuza dek kalacak bir evimiz- vardır. Şimdiyse göksel evimizi giyinmeyi özleyerek inliyoruz. Onu giyinirsek çıplak kalmayız. Dünyasal çadırda yaşayan bizler ağır bir yük altında inliyoruz. Asıl istediğimiz soyunmak değil, giyinmektir. Öyle ki, ölümlü olan, yaşam tarafından yutulsun. Bizleri tam bu amaç için hazırlamış ve güvence olarak bize Ruh’u vermiş olan Tanrı’dır. Bu nedenle her zaman cesaretimiz vardır. Şunu biliyoruz ki, bu bedende yaşadıkça Rab’den uzaktayız. Gözle görülene değil, imana dayanarak yaşarız. Cesaretimiz vardır diyorum ve bedenden uzakta, Rab’bin yanında olmayı yeğleriz. Bunun için, ister bedende yaşayalım ister bedenden uzak olalım, amacımız Rab’bi hoşnut etmektir. Çünkü bedende yaşarken gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için hepimiz Mesih’in yargı kürsüsü önüne çıkmak zorundayız.

2.Korintliler 4:14
Çünkü Rab İsa’yı dirilten Tanrı’nın, bizi de İsa’yla diriltip sizinle birlikte kendi önüne çıkaracağını biliyoruz.

Pavlus Korint Kilisesine Mesih’e olan imana dayanarak Tanrının Kendisini ve korint kilisesindeki kardeşleri İsa’daki dirişle birlikte diriltip hep birlikte olarak kendi önüne çıkaracağından emindir. Tanrının lütfundan dolayı bu diriliş haberi başka birçok insana ulaştıkça onlarda bu imana dayalı dirilişe kavuşacaktır. Ve bundan dolayı Tanrının adı onurlanacaktır. Mesih’teki haberi duyan ve kabul eden herkes dirilişe kavuşacaktır. Bu haberi işiten kim olursa olsun Mesih’i kabul ettiği sürece Mesih’in dirilişine ortak olacaktır.

2.Korintliler 4:17-18
Çünkü geçici, hafif sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır. Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyenlere çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenlerse sonsuza dek kalıcıdır.

Pavlus iman hayatında yaşadığı zorluklara rağmen cesaretini kaybetmedi. Dayak yedi, ölümüne hırpalandı, aç kaldı, tehdit edildi; İncili yaymak için tehlikeli yolculuklar yaptı ama tüm bunlara rağmen cesaretini yitirmedi. Dış varlığı sıkıntıya girse de ruhsal varlığındaki ümide kıyasla bu sıkıntıların çok zayıf kaldığını kiliseyle paylaştı.

Kutsal Ruh onu günden güne güçlendirdi. Dış adam zayıflarken ruhani adamı güçleniyordu. Dünyada böyle sıkıntılar olacaktır. Pavlus da bu sıkıntıları hep Tanrı’ya bıraktı, böylece daha güçlendi. Peki, biz ne durumdayız? Sıkıntılarda Tanrı’ya isyan ediyor muyuz, O’nu suçluyor muyuz? Başımıza bunlar neden geldi diye söyleniyor muyuz? Kendimizi bu konuda kutsal kitabın ışığında sorguluya biliriz.

Ancak Mesih’in sadık takipçileri gibi Mesih’le birlikte olduğumuz zaman.

Tanrı’ya onur verebiliriz. Sıkıntı içinde zafer kazanmamız çok önemli bir eylemdir. Tanrı’nın önünde makbul bir adımdır. Pavlus “Bu kadar hizmet ediyorum, başıma gelenlere bak” diyebilirdi ama o sadece İsa Mesih’in tarif ettiği yere baktı. İsa’nın da aynı şeyleri yaşadığını unutmayalım. Hedefimiz ve yaşama amacımız yalnız bu dünyadaki yaşamsa söyleniriz, başkalarını kıskanırız, mutsuz oluruz. Hedefimiz gökyüzündeki krallık olursa Zaferli çıkarız. Çünkü yeryüzünde yaşadıklarımız geçici Tanrı’nın vaadiyse sonsuza dek kalıcıdır.

2.Korintliler 5:1
Biliyoruz ki, barındığımız bu dünyasal çadır yıkılırsa, göklerde Tanrı’nın bize sağladığı bir konut -elle yapılmamış, sonsuza dek kalacak bir evimiz- vardır.

Pavlus şimdiki yaşantımızı bir çadıra benzetiyor. Çadır geçici bir barınma yeridir. Çadırda ihtiyaçlarımızı tam karşılamak için tasarlanmamıştır. Yağmurda su alabilir, büyük bir fırtınada yerinden sökülüp darmadağın olabilir. Şimdiki hayatımız da buna benzer. Biz de bu dünyada geçici bir süre için yaşıyoruz. Bedenimiz de geçicidir. İnsanoğlu yetmiş-seksen yıl yaşar, sonu zahmet ve kederdir. Pavlus bize vaat edilen göksel konutu kalıcı, sağlam, eşsiz bir yapıya benzetmektedir. Tanrı şimdiki yaşadığımız bu geçici çadırdan bizi kurtarıp ebedi meskenine alacak.

2.Korintliler 5:4
Dünyasal çadırda yaşayan bizler ağır bir yük altında inliyoruz. Asıl istediğimiz soyunmak değil, giyinmektir. Öyle ki, ölümlü olan, yaşam tarafından yutulsun.

Pavlus ayrıca esas kişiliğimiz olan iç adamımızın inleyerek bu gökteki yaşamı arzuladığını belirtiyor. Bir kişi neden inler? Ya büyük bir yük altında olduğu için, ya bedeninde dayanılmaz bir ağrı olduğu için inler. İşte Kutsal Ruh ’tan doğmuş Tanrı çocukları Tanrı’nın vaat ettiği göksel bedene kavuşmak için böyle özlem duyarlar. Bedenimiz Tanrı Oğlu’nun bedenine benzer olacaktır. İmanlıların özlemi budur. Baba bizi Oğul’un benzerliğinde dönüştürmek için O’nu yeryüzüne gönderdi. İşte Tanrımız bizi bu kadar sevdi! İsa Mesih içinizde yaşıyorsa kul değil Tanrı’nın çocuklarıyız. Yani Âdem gibi yaratılmış, özünde kulluk taşıyan bir beden almayacağız.

1. Korintliler 15:47-49
Nitekim şöyle yazılmıştır: “İlk insan Adem yaşayan can oldu.” Son Adem’se yaşam veren ruh oldu. Önce ruhsal olan değil, doğal olan geldi. Ruhsal olan sonra geldi. İlk insan yerden, yani topraktandır. İkinci insan göktendir. Topraktan olan insan nasılsa, topraktan olanlar da öyledir. Göksel insan nasılsa, göksel olanlar da öyledir. Bizler topraktan olana nasıl benzediysek, göksel olana da benzeyeceğiz.

Biz bu bedeni giyindiğimizde ölümlü bedenimiz sonsuz yaşam bedeni yönünde değişmiş olacaktır. İşte Tanrı bu sonsuz yaşamı bize vereceğinin güvencesi olarak içimize Kutsal Ruh’u koydu. İşte Mesih inanlıları bedenden uzak Rab’ bin yanında olmayı Tanrı’dan aldıkları cesaretten dolayı arzularlar. Tanrısal özyapıya benzer olarak. Dirildiğimizde meleklerden daha üstün olacağız kalıcı, kutsal görkemli bir bedenimiz olacak.

2.Korintliler 5:10
Çünkü bedende yaşarken gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için hepimiz Mesih’in yargı kürsüsü önüne çıkmak zorundayız.

Pavlus bununla beraber şu hatırlatmada bulunarak imanlıları uyarıyor: bu bedende yaşadıklarımızın karşılığını almak üzere hepimiz Mesih’in yargı kürsüsüne çıkacağız. Bu nedenle yaşamımıza dikkat etmeliyiz. Mesele kendi çabamızla bu vaade ulaşmaya çalışmak değildir ki bu zaten imkânsızdır. Mesele Mesih’e imanla kavuşmuş olduğumuz bu vaade sıkı tutunmaktır.

Kendimizi biraz daha sınayalım. Tanrı’nın bu zengin vaatleri varken biz ne durumdayız? Tanrı sözüne ne kadar bağlıyız? Görünen şeyler geçicidir ama Tanrı’nın bize sağladığı vaat ebediyen Tanrının görkemi içinde yaşamaktır. Size verilenlere sıkı tutunun. Bu vaade leke gelmemesine dikkat edelim. Bu vaadi geçici şeylerle değiştirmeyelim. Esav’ın vaat bereketini reddetmesi gibi bir hataya düşmeyelim. Rab hepimizi kendisine çekerek bu kötü dünyadan bizi korusun. Öyle ki hepimiz çağrıldığımız bu mirasa kavuşabilelim. Bu vaadi koruyalım, bize sunulan gökteki bu zengin mirasa kilitlenelim ve bir gün Mesih geldiğinde Babamız bizi Mesih’te değiştirecek ve kendi egemenliğine nakledecektir. Rab hepinizi bereketlesin.

Dirisu Kilisesi

Bedri Peker

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın