Şeytanın Kalelerini Yıkmak

02 Mart 2014

Tanrı Sözünde şeytana pek çok isim verilmiştir: yılan, ejderha, ayartıcı vesaire. İlginçtir sadece onu tek bir yerde aslan olarak niteler.

1. Petrus 5:8
Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor.

Kutsal Kitap’ta başka bir yerde aslan diye nitelendirilmez. Çünkü tek aslan Yahuda Aslanı’dır Oda Rabimiz İsa Mesihtir. Dikkat edecek olursanız burada “aslan gibi” diyor. Yani şeytan aslan taklidi yaparak bizi korkutmaya çalışır çünkü bizim düşmanımızdır. Bu hayattaki tek düşmanımız şeytandır. Kutsal Kitap birçok yerde bir savaştan, bir düşmandan söz eder. Ayrıca bu savaşın açıkça ruhsal bir savaş olduğu belirtilir.

Efesliler 6:12
Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır.

İnsan olan hiç kimse bizim düşmanımız değildir. Tek düşmanımız İblis’tir. Peki, düşmanımız İblis’in amacı nedir?

Yuhanna 10:10
Hırsız ancak çalıp öldürmek ve yok etmek için gelir. Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim.

Şeytan’ın bir adı da hırsızdır. O çalmak, öldürmek, yok etmek ister. Kurtuluşumuzu, sağlığımızı, ilişkilerimizi, Tanrı’nın bize bahşettiği bütün güzel ve iyi şeyleri çalmak ister.

Düşman karşısında iki hataya düşebiliriz. Birincisi onun gücünü, etkisini abartabiliriz. İkincisi onu önemsiz, hatta yok sayabiliriz. Bu iki uçta gezinmek tehlikelidir. O zaman Şeytan’ın bütün tuzaklarına düşmemiz kaçınılmaz olur. Şeytan’ın bizleri düşürmek için tuzaklar kurduğunu Kutsal Kitap’tan biliyoruz.

2. Korintliler 2:11
Öyle ki, Şeytan’ın oyununa gelmeyelim. Çünkü onun düzenlerini bilmez değiliz.

Peki Şeytan amacına ulaşmak için hangi araçları kullanıyor? Onun bize karşı kullandığı üç taktik şunlardır:

1. Aldatma: Şeytan yalanın babasıdır. Bizi yalanlarıyla, ya da çarpıtılmış gerçeklerle kandırmak çok yaygın kullandığı bir araçtır.
2. Ayartma: Bizi Tanrı’ya karşı tavır almamız, O’nun sözüne aykırı davranmamız için kışkırtır. İsa’yı bile ayartmaya çalışmıştır. Ancak İsa O’nu Tanrı’nın sözüyle alt etmiştir.
3. Ruhsal kaleler: Bunlar Şeytan’ın içimize ektiği düşüncelerin yüreğimizde kök salarak yerleşmesidir. Bu kaleler yıkılmalı ve yerini Tanrı sözü almalıdır. Bugün özellikle bunun üzerinde değineceğim.

Şeytanın taktiği kendini aslan gibi göstererek bizi sindirmektir. Aslında onun bize karşı hiçbir silahı yoktur. Neden?

Koloseliler 2:14~15
Kurallarıyla bize karşı ve aleyhimizde olan yazılı antlaşmayı sildi, onu çarmıha çakarak ortadan kaldırdı. Yönetimlerin ve hükümranlıkların elindeki silahları alıp onları çarmıhta yenerek açıkça gözler önüne serdi.

İşte bu yüzden aslanmış gibi davranıp bizi sindirmeye çalışıyor çünkü başka yapabileceği hiçbir şey yoktur.

Ruhsal kale ifadesi Kutsal Kitap’tan gelmektedir.

2. Korintliler 10:3-5
Olağan insanlar gibi yaşıyorsak da, insansal güce dayanarak savaşmıyoruz. Çünkü savaşımızın silahları insansal silahlar değil, kaleleri yıkan tanrısal güce sahip silahlardır. Safsataları, Tanrı bilgisine karşı diklenen her engeli yıkıyor, her düşünceyi tutsak edip Mesih’e bağımlı kılıyoruz.

Demek ki şeytan aklımızda kale gibi düşünceler kurar. Aklımız bir savaş alanıdır. Bu sahte düşünceleri yıkıp İsa’ya tutsak etmeliyiz. Kötü olan aklımıza sahip olup yanlış düşünceleri kökleştirmemizi sağlayabilirse onun eline düşeriz.

Ruhsal kale ne demektir? Tanrı’nın düşüncesine ve yaşamına ters olan her hangi bir düşünce ruhsal kaledir. Rab’bin sözüne göre her düşüncenin sağlamasını yapmalıyız. Örneğin bağışlama konusu. Rab’bin sözüne göre bana karşı yanlış yapmış birisini bağışlamam gerekir. Eğer birisini bağışlayamıyorsam aklımda bağışlamama kalesi oluşmuş demektir. Şeytan bu sayede bu kişiyle ilişkimizi bitirir. Başka bir örnek evlilikte sadakat. Eğer karıma önem vermeyip başka kişilere, başka resimlere bakıyorsam pornografi kalesi kurulmuş demektir. Bu da Rab’bin sözüne tam terstir. Örnekleri çoğaltabiliriz: Tanrı’nın sözüne aykırı olan ve alışkanlık haline gelmiş her düşünce bir ruhsal kaledir. Sık sık gücenmek, sık sık eleştirmek, dedikodu alışkanlığı, yargılama alışkanlığı. Kendimi bunlardan alamıyorsam içimde kaleler inşa edilmiştir. Peki şeytan nasıl temel atıyor. Kutsal Kitap’ta Şeytan’a fırsat vermeyin diyor.

Efes. 4:26-27
Öfkelenin, ama günah işlemeyin. Öfkenizin üzerine güneş batmasın. İblis’e de fırsat vermeyin.

Bu kelimenin Grekçe’si “topos”tur. Topos, yer, fırsat, bölge, alan anlamına gelir. İşte ona yer verdiğimizde hayatımıza girip temel atmış olur.

Efes. 6:16
Bunların hepsine ek olarak, Şeytan’ın bütün ateşli oklarını söndürebileceğiniz iman kalkanını alın.

Ateşli ok ne demektir? Sahte düşüncelerdir. Sen eşcinselsin. Karın seni sevmiyor. Şeytan bunun gibi düşünceleri, yani ateşli okları bize yem olarak atar. Bu düşünceyi hemen reddetmezsek ona fırsat, yani yer vermiş oluruz. Bu düşünceler üzerinde derin düşününce beyinden yüreğe iner böylece günah meyve verir. Bu düşünceleri anında İsa’nın adıyla reddedersek, düşünceler yüreğimizde kale oluşturmadan önce bunun önüne geçebiliriz. Kötü düşünce günah değildir. Onu yüreğinize aldığınızda günahtır. Başınızda kuşlar uçuşabilir, buna engel olamazsınız. Yeter ki başınızda yuva yapmalarına izin vermeyin. Yani kötü fikirler aklımıza gelebilir ama bu fikirler yerleşmemelidir. Bu bir Hristiyan’ın kutsallaşma sürecinin bir parçasıdır. Kutsallaşma sürecimiz henüz tamamlanmamıştır. Ruhumuz kutsal kılınmıştır ama canımız hâlâ kutsallaşma sürecindedir. İşte bu süreçte yapılması gereken iki şey vardır. Birincisi eski ya da yeni ruhsal kalelerin bulunup yıkılması, ikincisi Şeytan’a izin vermemeyi öğrenmemizdir.

Peki, içinizde bir ruhsal kale olduğunu fark ettiğinizde ne yapmalısınız. 4 adım vardır.

Bu adımlar Yakup 4’ten özettir. Birinci adım tövbedir. Tövbe inanılmaz etkili bir silahtır. Ancak genel kanının aksine sadece özür dileyip pişman olmak yetmez. Tövbe “metanoia” yani fikir değiştirmektir. Bana göre yaptığım şey zevkken Tanrı’nın gözünde günahsa o zaman bu fikirden dönmem, fikrimi değiştirmem gerekir. Tövbeyi biraz açacak olursak, gerçek tövbede üç adım vardır. İlk adım durmaktır. İkincisi geri dönmek, üçüncüsü ise ters yönde yürümektir. Yani dur, dön, yürü. Aksi halde gerçek tövbeden şüphe duymalıyız. Tövbe eden kişi buna uygun meyveler vermelidir. Tövbeye yaraşır meyveler ters istikamette yürüme aşamasında gerçekleşir. Örneğin bağışlamamanın günah olduğunu kabul edebilir, bağışlayamadığımız kişiyi bağışlayabilir ve onu bereketleyebiliriz. Onu bereketlememiz tövbeye yaraşır bir meyvedir.

Efes. 4:28
Hırsızlık eden artık hırsızlık etmesin. Tersine, kendi elleriyle iyi olanı yaparak emek versin; böylece ihtiyacı olanla paylaşacak bir şeyi olsun.

Ruhsal kaleleri yıkmanın önemli bir kuralıda bağışlanmayı kabul etmedir. Yani kendimizi bağışlamamız gerekir. İçten tövbe ettiğimizde Rab’bin bağışlayacağı kesindir. Tanrının bizi bağışladığı halde biz kendi, kendimizi bağışlamıyoruz bundan dolayı Lütfu sevincini alamıyoruz. Buda şeytanın tuzaklarından bir tanesidir. Sucunu itiraf edip bırakan kişi merhamet bulur diyen Tanrının sözüne itimat etmeliyiz. Rabin esenliği ve sevinci sizlerle olsun.

Dirisu Kilisesi – Misafir Vaiz

Cevdet Özdemir

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın