Bedri Peker

Yaşamı anlamsız ve boş bulan Bedri’nin yüreğindeki boşluğu Rab İsa nasıl doldurdu…

Doğaüstü bir sevgi ve güç bana dokunuyordu. O güç bana dokunduğunda bedenimi hissetmedim. O kadar hafifledim ki, sanki yüz kilo yük üzerimden kalkmıştı. İçime müthiş bir sevinç ve huzur akmaya başladı, sanki içime bir pınardan sevinç akıyordu.

Selam.
Adım Bedri, Fazla mutaassıp olmayan fakat dinine önem veren bir ailenin çocuğu olarak doğup büyüdüm.
17 yaşında içimde nedenini tam olarak bilmediğim ruhsal bir boşluk olduğunu fark ettim.
Zaman geçirdiğim bir arkadaş çevrem, çalıştığım rahat bir işim, iyi bir aile ortamım olduğu halde bir türlü bu içimdeki boşluğun yerini dolduramadım.
Hayat sadece yemek, içmek, çalışmak ve eğlenmekten ibaret olmamalıydı. Eğer hayat yalnız bunlardan ibaretse bu durum bana mutluluk vermiyordu. Hayatta daha önemli başka bir şeylerin var olması gerektiğini düşünüyordum.

19–20 yaşıma geldiğimde özellikle günahlı yaşamımdan da kaynaklanan tatminsizlik beni ruhsal bir arayışa yönlendirdi. Çünkü yaşamaktan zevk almıyordum. Bu durum belki faydalı bir bilgi bulurum umuduyla O zamanki dini inancım olan İslami din kitaplarını araştırmaya yönlendirdi. Bildiğim duaları en içten duygularla edip hocalara danışarak bir huzur aradım, ama bulamadım. Başka bir dini inancı veya Hıristiyanlığı araştırmak aklımın köşesinden dahi geçmiyordu.
Bu dönemde uyku problemlerim başladığından doktorun verdiği sakinleştirici ilaçları uzun bir zaman kullanmaya devam ettim. Bu ilaçlar sorunuma hiçbir zaman köklü bir çözüm getirmedi. Sigara ise vazgeçilmez arkadaşım ve alışkanlığım olmuştu.

Askerden döndükten sonrada bu durum devam etti. Hayattan bıkmış durumdaydım. Bu durumumu size örneklersem Kendimi bozuk, işe yaramaz, tamir gerektiren bir radyo misali görürdüm. Bu radyonun en iyi şekilde ancak icat edildiği fabrikada tamir edilebileceğini düşünürdüm. Yani benim bozulmuş hayatımı ancak yaratıcım düzeltebilirdi.

1984 yılında memleketim olan Diyarbakır’dan İstanbul’a çalışmaya geldim. Bu sırada memleketten tanıdığım bir arkadaşımın İncil okuyup İsa Mesih’e inandığını ve yaşamının çok olumlu şekilde değiştiğinin işittim.
Buna çok şaşırdım. Bir kişi nasıl olur da dinini bırakıp İncil’e inanabilir diyerek “tövbe, tövbe hâşâ” dedim. Bu tercihinden dolayı onunla konuşmayacak kadar önyargılıydım.

Yaklaşık iki, üç ay sonra çalıştığım işyerinin önünde İncil’e inanıp inancını değiştirmiş olan arkadaşım önümden geçti. Selamlaştıktan sonra konuşmaya başladık. Konuşmamız sırasında bana şöyle dedi: “ Bedri, ben İncil’i okuyup İsa Mesih’e inandıktan sonra müptelası olduğum alkolü bıraktım. Hayatım olumlu yönde tepeden tırnağa değişti. Artık temiz ve huzurlu hayatım var, çünkü Allah’ın Kutsal Ruh’u içimde yaşıyor ve bana güç veriyor”
Onun bu sözleri beni çok etkiledi. Herkes Allah diyordu, ama onun Allah deyişinde bir gerçeklik olduğunu fark ettim.

Bana “Peki, sen nasılsın” diye sordu. Ben de “böyle gelmiş böyle gidiyoruz” dedim.
Bana “Dua ettiğinde Allah’tan cevap alıyor musun?” diye sordu. Ben içtenlikle “Hayır almıyorum” diye cevap verdim.
O bana, Yanlış adrese dua ediyorsun “İsa Mesih’in adıyla Allah’a dua et. O zaman Allahtan cevap alacaksın” dedi. “Yalnız İsa’nın indinde Allah bize yaklaşır.” O anda Hıristiyanlık karşıtı bütün önyargılarım düşüncemden kalktı.
Babam İslam sofusuydu ve küçükken bize sık sık konuştuğu halde Allah hakkında bu kadar etkili ve gerçekçi sözleri ondan hiç işitmemiştim
Akşam beni evine davet etti. Davetini kabul edip evine gittim.
Bana İncil’de yazılan ayetlerden konuşarak İsa Mesih’in gökte diri olduğunu ve eğer O’nu yaşamıma Rabbim olarak kabul edersem Allah’ın bana yeni ve temiz bir hayat vereceğini, bütün günahlarımın bağışlanacağını anlatı. O konuşurken bir gücün bana dokunduğunu hissettim.
Doğaüstü bir sevgi ve güç bana dokunuyordu. O güç bana dokunduğunda bedenimi hissetmedim. O kadar hafifledim ki, sanki yüz kilo yük üzerimden kalkmıştı. İçime müthiş bir sevinç ve huzur akmaya başladı, sanki içime bir pınardan sevinç akıyordu ve o sevincin verdiği mutluluk bütün damarlarıma, duygularıma, düşüncelerime yayılıyordu. İncil’de İsa Mesih “Bana iman edenin içinden diri su ırmakları akacak” demişti. Ama ben İncil’i okumadığım halde bunları yaşıyordum.
O an Allah’ın bana dokunduğunu anladım. Allah sevgiydi ve şimdi benim yanımdaydı.

İlk kez Allah’ın insana bu dünyadayken bu kadar yakın olduğunu ve bana dokunduğunu net şekilde yaşıyordum. Evet, Allah sevgisiyle beni sarıyordu; Ruhunun huzuruyla dolup hafiflediğim için sevinç gözyaşları döküyordum. İncil’de “Allah sevgidir” diye yazılıydı ve ben İncil’i henüz okumadan O akşam etkin şekilde bu sevgiyi yaşadım. O yaşıma kadar biriken bütün acılarım, yüklerim son buldu ve o gece çok huzurlu bir uyku uyudum.

Sabah işe gittiğimde eski kişiliğim gitmiş, kendisiyle barışık ve insanları seven hayat dolu bir kişi olmuştum. Allah’ın huzuru ve sevinci içimde devam ediyordu. Üstelik Allah’a karşı büyük bir sevgi duymaya başladım. İncil’i okumaya başladığımda bu dünyadayken cenneti içimde yaşıyordum. İncil, de yazılan sözlerin gücünü hayatımda görüyordum. Bu tecrübeden sonra İsa Mesih’in iyi bir izleyicisi olmam gerektiğini anladım. Çünkü aradığım gerçeği ve sevinci Rab İsa’ bana veriyordu.
Bu nedenle İsa Mesih’le eski inancım Müslümanlık arasında kesin bir seçim yapmam gerekiyordu. Bir tarafta ailem, akrabalarım, arkadaşlarım ve atadan kalma inancım, diğer taraftan Mesih İsa’daki yeni yaşam vardı. Ben Mesih’i tercih ettim. Çünkü Mesih bana sevgisini vermiş ve çok olan günahlarımı bağışlayıp beni özgür kılmıştı. Evet, yaşadığım deneyimle Allah’a giden yolun, sonsuz yaşamın ve gerçeğin İsa Mesih olduğunu anlamıştım.

Bir ay içinde kararımı verdim. Rab İsa Mesih’i yaşamımın kurtarıcısı olarak kabul ettim, günahlarımdan tövbe ederek hemen suyla vaftiz oldum ve Allah’ın Ruhu’yla doldum. Sigara ve ilaçlardan bütünüyle özgür oldum. İçimde ölürsem cennete, yani Rabbim İsa Mesih’in yanına gideceğime dair büyük bir teminat vardı. İsa Mesih yaşamımı yenilemişti. İncil’de düşmanlarız sevin, Size zülüm edenler için dua edin ayetini okuyup Allah’ın Ruhu ile dolunca bu dünyadayken cenneti kısmen yaşıyor gibiydim

Elbette Rab İsa “kapı dar, yol çetindir” dedi. Mesih’e iman ettikten sonra her konuda baskılar sıkıntılar yaşadım, inancımdan dolayı ailem tarafından reddedildim, tek başıma bırakıldım. Ama yüce Allah’ım gücümü aşan denenmelere girmeme izin vermedi. Kutsak kitaptan ve kilisedeki kardeşlerden teselli buluyordum. Rab beni zaman içerisinde çölde sınanan biri gibi sıkıntılardan geçirerek yeryüzünde yalnız O’na güvenmem gerektiğini öğretti. Ve Rab İsa beni asla terk etmedi her zaman onun Ruhunun varlığını yanımda his ettim.
Kutsal Kitap, “O’na güvenenin eksiği olmaz” diyor. Zaman içinde evlendim. Rab İsa’yı seven bir eşim ve iki çocuğum var. Şimdi Rabbin kilisesinde hizmet etmekteyiz.
İncil, de Rab İsa şöyle diyor; Ey Bütün yüklüler ve yükleri ağır olanlar bana gelin ben size rahat verim.
Tanıklığımın size bereket olmasını ve sizi çok seven Allaha yönlendirmesini diliyorum. Âmin.

Rab İsa’nın Esenliğinde kalınız

Bedri Peker

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın