Gül Peker

 Kendini günahsız sanan Gül Hanım Tanrı’nın kutsallığı önünde diz çöküp tövbe etti:

“Biz toprağız ama sen çömlekçisin. Bize şekil veren sensin.” O zaman Rab’bin önünde diz çöktüm ve tövbe ettim. Ben eksiyim ama Rab İsa hayatıma geldi, O’nunla ben artı oldum.

Ben Gül Peker,

Türkiye’nin doğu kesiminde Mardin’de dünyaya geldim. Süryani Ortodoks bir ailede yedi kardeşten biriydim. Her Pazar çok düzenli olarak ailemle kiliseye giderdim. Ama hiç bir şey anlamazdım. Özerlikle İsa’nın kurtarıcılığı ve Tanrılığı hakkında hiç bir bilgim yoktu; Evimizin ortamı çok sevgi doluydu ve uyumlu bir yaşam şeklimiz vardı. Annem babam iyi anlaşırlardı, bize sevgi ve değer vererek büyüttüler. Ama Tanrı hakkında bilgisizdik.

Tanrı’yı severdim fakat O’nun ulaşılmaz olduğunu düşünürdüm. Gecen zaman içinde Büyük abim İlyas çalışmak için 1977 yılında İstanbul’a gitti. Ağabeyim İstanbul’da İsa Mesih’i Rab ve kurtarıcısı olarak kabul ederek iman etti, fakat bizim ailenin bundan haberi yoktu.
Bizde ailece Mardin’den göç ederek İstanbul’a yerleştik.

Annem, babam ve iki ağabeyimle birlikte kalıyordum; Zamanla büyük ağabeyimin hayatındaki olumlu değişikliği gördük. Çok sevgi doluydu ve hep İsa Mesih’e dua edip İncili sürekli okuması üzerimizde çok iyi bir etki bıraktı.

Bir gün bizi Gedikpaşa’daki İncili Protestan Kilisesine götürdü; kilisede gördüğüm kardeşlik sevgisi beni çok etkiledi. Kilisedeki kardeşler bana “Sen tövbe ettin mi” diye sordular. Ben ise hiç tövbeye ihtiyaç hissetmeden “Hayır. Niçin tövbe edeyim ki?” dedim. “Ailemle kendi yaşam şeklimle ben çok mutluyum, ailevi terbiye aldım; On emir doğrultusunda bir yaşamım var. İyiyim, temizim, bir temizlenmeye ihtiyacım yok” diye düşünüyordum.

Ortalama bir buçuk yıl böyle devam ettim. Kilisedeki kardeşlerin sevgisi ve ağabeyimin yaşamı bana bereket olduğu halde ben yine kendimden emin bir şekilde “ben iyiyim benim bütün işlerim temiz” diye düşünüyordum.

Fakat Kutsal Kitap’ın Yeşaya bölümü 64: 6 “Bütün doğru işlerimiz Allahın önünde kirli bez paçavrası gibidir” ayeti ile bütün düşüncelerim çalkalandı. Kendimi o kadar eksik, zayıf ve pasif gördüm ki işte o an Rabbin Kutsal Ruhu beni ziyaret etti ve böylece bütün düşünce ve varlığımda büyük bir değişim yaşadım. O ana kadar kendimi hep artı gören ben Gül şimdi kendimi eksi görüyordum ve o an yine bir ayet geldi bana:

“Biz toprağız ama sen çömlekçisin. Bize şekil veren sensin”

O zaman Rabbin önünde diz çöktüm ve tövbe ettim. Ben eksiyim ama Rab İsa hayatıma geldi Onunla ben artı oldum.

1980 yılında Rab İsa’yı Kurtarıcım olarak kabul ederek iman edip vaftiz oldum. Daha sonra küçük ağabeyim Habib Rab İsa’yı kurtarıcısı olarak kabul edip iman etti. Daha sonra annem ve ardından babam, daha sonraları iki ablam Rab’be iman etti.

1982 yılında annem, 1989 yılında babam bu yaşama gözlerini kapadı. Gecen zaman içinde Rab bana değerli bir eş olan Bedri beyi verdi. 1994 yılında evlendik, 1996 yılında Işık adında tatlı bir kızımız oldu; 1997 yılında adını Yusuf koyduğumuz güzel bir erkek çocuğumuz oldu. Rab bize hep bereket verdi.

Şimdi Dirisu Kilisesi’nde eşim Bedri hizmet ediyor; çok değerli kardeşlerimiz ve güzel bir kilise ortamımız var ve Rab ile seviniyoruz. . Bende eşime kilisede hizmet ederek yardım ediyorum. Kilise olarak amacımız ve hedefimiz bütün insanların kurtulması ve Rab İsa’nın üstün kurtuluş yolunda yürümesidir. Kutsal Ruh’un varlığının bütün boş kalplere girmesi için dua ediyoruz.

İncil Yuhanna 4: 14 İsa diyor ki benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz.

Rabbin sizi kutsayıp kendine çekmesi dileği ile ÂMİN

Gül Peker

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın